Dr. Baran “Oruç Tutan Vatandaşların Sağlıklarına Daha Çok Önem Vermeli”

 
Dr. Baran “Oruç Tutan Vatandaşların Sağlıklarına Daha Çok Önem Vermeli”
Vakfıkebir İlçe Sağlık Müdürü ve Toplum Sağlığı Sorumlu Hekimi Dr. Fatih Baran, oruç tutan vatandaşların sağlıklarına daha çok önem vermeleri gerektiğini söyledi.
13 Temmuz 2013, 10:43
 

Dr. Baran yaptığı açıklamada, “Ramazan Ayında ibadetlerini yerine getirmek için oruç tutan vatandaşlarımızın sağlıklarına daha fazla önem vermeleri gerekmektedir. Toplumsal hayatımızda önemli yere sahip olan Ramazan Ayında, günlük yaşantımızda ve beslenme düzenimizde önemli değişiklikler yaşamaktayız. Normal zamanda 3-4 kez öğün yapılırken, Ramazanda iftar ve sahur olmak üzere 2 ana öğün yapılabilmektedir. Hatta bazı vatandaşlarımız iftardan iftara öğün yapmakta olup, sahur yapmayıp sadece su ihtiyacını gidermektedir. 
       Oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı, ancak bazı hastalıklarda (şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği vb.) veya özel durumlarda (hamilelik ve emziklilik) olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışarak oruç tutmamaları önemlidir. 
       Son yıllarda yaz dönemine denk gelen Ramazan Ayında; 17-18 saatlik açlık hissi ve su ihtiyacıyla beraber, artan hava sıcaklığı ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. 
      Sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile birlikte yeterince sıvı alınmazsa su ve mineral kaybı sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabilmektedir. Bu yüzden kaybolan su ve mineral kaybının yerine konulması için iftardan itibaren sahur sonuna kadar bol sıvı ve su alınması önemlidir” dedi.

 

     Dr. Baran “su hayati sıvımızdır”

      Dr. Baran açıklamasına şöyle devam etti: “Su yaşam için hayati sıvımızdır. Vücuttaki su oranın yeterli düzeyde tutulması hayati önem taşıdığından vücuttan kaybolan miktarda suyun mutlaka alınması zorunludur. Günde ortalama en az 2- 2,5 litre (12-14 su bardağı) su içmeye, bununla birlikte Ramazan Ayında sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda,..vb. sık sık tüketmeye özen gösterilmelidir. 
     Çok sıcak havalarda aşırı beden hareketi yapılması durumunda vücuttan su ve tuz kaybının daha da artacağı unutulmamalıdır. Yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan Ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 17-18 saat olan açlığı, ortalama 20 saatin üzerine çıkarmaktadır. Bu da açlık, kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. 
      Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve bu öğünde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve kurubaklagil yemeklerinden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ramazan'ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. Kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar”.

 

      Sağlıklı beslenme önerileri

       Dr. Baran, oruç tutanlar için aşağıdaki sağlıklı beslenme önerilerinde de bulundu:

1.Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir.

2.Ramazan ayında öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün ile, iftardan sonra 1-1.5 saat aralıklarla iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir.

3.Oruç tutanların mutlaka sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması uygundur.

4.İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler) tercih edilmelidir.

5.Günde ortalama 2- 2,5 litre su içmeye, bununla birlikte enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, sebze suları vd. içmeye özen gösterilmelidir.

6.İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir.

7.Yemekleri hızlı yemekten kaçınmalı, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir.

8.Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir.

9.İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır.

10.Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.

11.Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (kurubaklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir.

 

Ücretsiz web sitesi oluşturun! Webnode